Karadeniz-Laz Yaylaları

Bilgi
Program

Karadeniz Bölgesinde günümüze kadar bozulmadan kalabilmiş ve geleneksel usulde yaylacılık faaliyetlerini sürdürerek konar göçerlik kültürünü yaşatan çok özel bir coğrfya. Bugüne gelinceye kadar Karadeniz coğrafyasında birçok yaylayı görmüş olmalısınız; yine de geleneksel yayla olma özelliğini yitirmiş, popüler ve entellektüel yaşamın turizm adı altında ezip geçtiği bildik bir yaylayı da ille görmek isterseniz oralara da gideriz... Bir yanda Yeşil Yol çılgınlığının getirdiği insan kalabalıkları; öte yanda, aynı kalabalıkların o güzelim yaylalarda yarattığı talan ve kirlilikle alakalı bir belgesel çalışması yapmak isterseniz ona da varız; doğallık ve güzel manzara beklentisini kafanızdan silerek, modellerinizin yöresel kimliğini korumak mı yoksa Popüler kültüre malzeme olmak mı ayırdına varamadığı şehirli yüzlerden oluşan fotoğraflarınız da olur fena mı ? Kolay değil bunları yazmak; öyle ya, neredeyse 30 yıllık bir sürede bölge coğrafyasının yaşadığı değişime tanıklık eden birisi olarak her gecen gün sadece doğal güzelliklerin değil geleneksel simge ve figürlerin de hızla kirlendiğini görmek gerçekten çok acı.

Derdimiz acıları kaşımak değil; hala kenarda köşede kalmış insan kokulu evleri bulup, Emperyal ekonomilerin çarkları arasında ezilmeden dimdik kalabilmiş ve alışık oldukları geleneksel yaşamı, tıpkı bildiğimiz o "Laz inadıyla" direnerek sürdüren insanlar arasında olmak gayemiz; ve bizim de aynı çarkın dişlilerine feda ettiğimiz bir çok alaışkanlığımızı yeniden anımsamak ve güncellemek biraz da...

Siz nereden bahsediyorsunuz, hala böyle yerler kaldı mı diye sormayın; Turizm adı altında çekirge sürülerinin talanına uğramasını istemediğimiz için yer isimleri bizde saklı, şimdilik...

Çok kalabalık olmak gibi bir gaye peşinde koşmadan, mümkün olduğunca küçük gruplar halinde butik tarz katılımla gerçekleşecek bu programın buluşma noktası Trabzon havalimanı olacak. Bölge partnerimiz A Grubu Seyahat Acetesine ait servis aracımız bizi hava limanından alarak sahil ve kıyı şeridinde fazla oyalanmadan ve aynı gün içinde, program süresince konaklama hizmeti alacağımız yayla evi Pansiyonumuza ulaşıyoruz...

Kısa yolculuğunuz esnasında karşınıza çıkacak olan doğal doku ve yapısal özelliklerini size burada anlatmayacağız; çok süslemişssiniz demeyin diye, gördüklerinizi anlatmayı ama asla yer ismi vermeden anlatmayı, size bırakıyoruz...Neden mi yer İsmi vermiyoruz; geride bıraktığımız on yıllar içinde gittiğimiz her bölgede nereyi fotoğraflayarak paylaştıysak bir sonraki gelişimizde kaybolan dokusal, külütrel ve doğal izleri tahrip edilmiş olarak görmek hepimizi fazlasıyla üzdü...

Program süresi toplam beş gün olup

Gün; yaylayı tanımak, yayla insanları ile yakın ilişki kurarak insan yaşam ve insan mekan,insan protre fotoğraflarına yoğunlaşacağız...Derme çatma yayla evlerinin kimi zaman ahşap,kimi zaman taş duvarları arasından süzülerek gelen nefis ışık koşulları altında iç mekan çalışmak da var gün boyunca... Ara molalarda bölgenin en karakteristik ekenomik ürünü olan ve yayla suyu ile dem almış çayları yudumlamak en güzel ödülümüz olacak; yöresel ağızla dillenecek öyküler ve sohbetler de ikramdır yanında...Akşamları ise Pansiyonumuzun geniş salonunda gün içinde elde ettiğimiz fotoğrafları değerlendirecek ve elemeler yapacağız, kendi aramızda ödüllü minik yarışmalarla süsleyeceğiz akşamlarımızı.
Gün; Hava koşulları belirleyecek bugün ne yapacağımızı; dağaol yapısı gereği, hava yağmurlu veya açık alanda zaman geçiremeyecek kadar olumsuz bir seyir izlerse, servis aracımız bizi tamamen farklı bir coğrafyaya taşıyacak ve sisler arasında büyülü bir dünyanın gizemlerini saklayan başka bir yaylada olacağız; yine yayla evleri ve yaylacılara konuk olacak ve geleneksel yaşam unsurlarını doğal yaşam koşulları içinde kapalı mekanlarda çalışarak fotoğraflamak imkanı bulacağız...Akşamlarımız yine aynı dün gibi... Fotoğraf okuma fotoğraf konuşma ile gececek çoğunlukla..
Gün; İki ve üçüncü günler hava koşullarına göre yer değiştirebilir...Bugün amacımız 2.600m rakımdaki yaylamızdan biraz daha uzaklaşıp zirvelerinden karların eksik olmadığı yüce dorukların gölgesine doğru 2 saat gibi bir zaman içinde yürüyerek, fotograf çekerek yol alacağız; Buz gibi bir buzul gölü kıyısında, arkasında 3.700m lik devasa bir dağ kütlesi silüeti bugünkü fotoğraflarınıza bambaşka bir hava katacak...Yok ben böyle manzaraları sevmiyorum derseniz Buzul gölüne ayaklarınızı sokarak dinlenebilir, yayladan termosunuzda beraberinizde getireceğiniz çay ya da kahvenizi yudumlayabilir, göl kıyısında çeşitliliği macro fotoğrafçılık uygulamaları içinde çalışabilirsiniz... Onu da sevmem derseniz o yüksekliğin en bulunmaz, en leziz tadı ile tanışmak var seçenek olarak, avuc dolusu Blueberry - Likapa meyvelerinin mosmor ettiği diş dil damak görüntülerinz de bize fotoğraf malzemesi olacak unutmayın...
Gün; ruhumuzu yaylalarda bırakarak istemeye istemeye de olsa şehir merkezlerine doğru iniyor ve yöre kültürünün şehirleşerek modernleşen yanlarını fotoğraflıyor ve gün sonunda kampın değerlendirilmesi dilek ve temennilerden sonra yöresel bir müzik şöleni eşliğinde kutlayarak Final diyoruz...
Gün: Sabah kahvaltısından sonra konaklama ünitelerimizden ayrılarak transferlerimizi yapıyor, alışveriş molaları sonrasında dönüş yoluna giriyoruz...